Müzik piyasası yaz mevsimi boyunca durgun bir dönem geçirse de sonbaharın gelmesiyle uzun süredir beklenen albümler birer birer yayınlanmaya başladı. Biz de bu haftaki programımızda; Barbara Pravi, Thomas Dutronc, Amir ve Jean-Louis Aubert gibi isimlerin bu yepyeni albümlerinden seçtiğimiz parçalara kulak verdik.
Programın açılışını 1975 doğumlu besteci, söz yazarı ve yorumcu Emily Loizeau'nun yeni albümü "La souterraine"den çıkan ilk single olan La route de Vénus ile yaptık. Müzik kariyerine 2001’de başlayan sanatçı, ilk albümü “Folie en tête”i 2005’te yayınlamış, son olarak da 2021’de, “Icare” adlı çalışmasıyla hayranlarının karşısına çıkmıştı. Loizeau'nun son iki albümünün yapımcılığını ise İngiliz müzisyen PJ Harvey ile yaptığı çalışmalarla tanınan John Parish üstlendi.
2021’de düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışmasında Fransa’yı Voilà adlı şarkısıyla temsil eden ve yarışmayı ikinci sırada tamamlayarak ülkesinin bu alanda uzun yıllardır süren kötü gidişine son veren Barbara Pravi, bu parçanın da yer aldığı ilk albümünü o yılın Ağustos ayında piyasaya sürmüş, 2022’de de "En İyi Çıkış" dalında Victoire de la Musique ödülüne uzanmıştı. Pravi’nin ikinci stüdyo albümü "La pieva" ise 6 Eylül’de aldı müzik marketlerdeki yerini. Pieva, Sırpçada “şarkıcı” anlamına geliyor. Babası Sırp asıllı olan Pravi, hayatını Sırbistan dağlarında geçiren ve kasabadan kasabaya giderek yöre halkına şarkılar söyleyen büyükbabasının anısına bu ismi koymuş albüme ve yaşama, ölüme, aileye, aşka ve insanlığa dair kendi yazıp bestelediği şarkılara yer vermiş bu çalışmasında.
Geçtiğimiz Haziran ayında hayata gözlerini yuman Françoise Hardy ile Fransız popüler müziğinin bir başka efsanevi ismi Jacques Dutronc’un oğulları Thomas Dutronc, müzik piyasasında adını ilk olarak 1995’te, babasının "Brèves Rencontres" adlı albümünde yer alan À part ça adlı parçanın söz yazarı olarak duyurmuştu. 2000’li yıllardan itibaren bu kez annesinin yayınladığı albümlerde yapımcı ve aranjör olarak boy gösteren genç adam, dört yüz bini aşan satış rakamıyla çift Platin Plak statüsüne erişen kendine ait ilk stüdyo albümü ise 2007’de piyasaya sürmüştü. Pop, caz ve jazz manouche gibi türleri harmanlayan bu çalışmasıyla büyük beğeni toplayan Dutronc, 2009’da albüme ismini veren Comme un manouche sans guitare isimli parçayla "En İyi Şarkı" dalında Victoire de la Musique ödülüne uzandı. Üçüncü stüdyo albümü “Éternels, jusqu'à demain”i 2015’te piyasaya süren sanatçı, 2020 tarihli "Frenchy"de, Fransız müziğinin klasiklerini, 2022’de piyasaya çıkan "Dutronc & Dutronc"da ise babasıyla birlikte kendi repertuarlarının öne çıkan parçalarını yeniden yorumlamıştı. Thomas Dutronc’un dokuz yıl aranın ardından, kelimenin tam anlamıyla “yeni” şarkılara yer verdiği altıncı stüdyo albümü ise, 13 Eylül’de aldı müzik marketlerdeki yerini. “Il n’est jamais trop tard” (Asla çok geç değil) adını taşıyan bu çalışmasında, daha çok aşk temasını işleyen parçalara yer vermiş sanatçı. Bunun yanı sıra, albümdeki Marie-Lou adlı parça, babası Jacques Dutronc’un yé-yé döneminde seslendirdiği şarkıları hatırlatıyor, Au bout de mon âge’da ise daha önce Jean Ferrat tarafından da müziğe uyarlanan bir Louis Aragon şiirine modern bir yorum getiriyor sanatçı.
Tunus ve Fas asıllı Sefarad Yahudi’si bir anne-babanın çocuğu olarak 1984 yılında Paris’te dünyaya gelen Amir'in ailesi o sekiz yaşındayken İsrail’e göç etmiş, sanatçının gençliği de bu ülkede geçmiş. Adını ilk olarak burada yayınlanan bir ses yarışmasında finale kalarak duyuran genç adam müzik kariyerine paralel olarak diş hekimliği alanında eğitim görmüş. 2013’te, kaydettiği bazı şarkıları internette yayınlamasının ardından bir arkadaşının tavsiyesi üzerine TF1 kanalında yayınlanan The Voice adlı ses yarışmasına katılan Amir, yarışmayı Kendji Girac ve Maximilien Philippe’in ardından üçüncü sırada tamamladı. Bu dönemde ilk albümünün hazırlıklarına başlayan sanatçı, aynı zamanda J’ai cherché adlı parçasıyla 2016 yılında Fransa’yı Eurovision Şarkı Yarışmasında temsil ederek altıncılığı elde etti. Aynı yıl MTV Avrupa tarafından "Yılın En İyi Fransız Sanatçısı" seçilen Amir, 2017 ve 2020’de oldukça yüksek satış rakamlarına ulaşan iki albüm daha yayınladı. Amir’in dördüncü stüdyo albümü "C amir" ise 13 Eylül’de çıktı piyasaya. Kendi yazıp bestelediği on iki parçadan oluşan bu çalışması, albümün adından da anlaşılabileceği gibi oldukça kişisel bir atmosfere sahip. Bunda sanatçının 2023’ün Nisan ayında, annesini kaybetmesinin de payı var hiç şüphesiz. Örneğin albümde yer alan Mal agir adlı duygusal şarkıda: “Kötü bir davranış mı olur, kalkıp geceye doğru gitmek, uzaklaşmak… Çünkü söyleyemiyorum ne Tanrının ne de dünyadaki tüm sevginin beni iyileştiremeyeceğini” diyor Amir.
İlk olarak 1998 yılında, Notre Dame de Paris müzikalinde canlandırdığı Fleur-de-Lys karakteriyle dikkatleri üzerine çeken 1981 doğumlu Julie Zenatti, bunun ardından ilk albümü "Fragile"i henüz on dokuz yaşındayken piyasaya sürmüş, Pascal Obispo, Maxime Le Forestier ve bir süre hayatını paylaştığı Patrick Fiori’nin katkıda bulunduğu 2002 ve 2004 tarihli ikinci ve üçüncü stüdyo albümleriyle de ciddi satış rakamları elde etmişti. Sadece otuz bin satan 2007 tarihli "La boîte de Pandore" adlı çalışmasından itibaren kariyeri bir duraklama dönemine girdi Zenatti’nin. Sonraki iki albümün de kaderi pek farklı olmayınca çalıştığı stüdyo ile yollarını ayıran sanatçı, 2021’de kaydettiği “Refaire danser les fleurs” adlı albümü kendi imkânlarıyla yayınladı. O dönemde bahsetme şansı bulamasak da oldukça başarılı bir pop müzik albümüydü bu ve müzik platformlarında iki milyon gibi bir dinlenme sayısına ulaşmasına karşın medyada hak ettiği ilgiyi görmemişti ne yazık ki. Zenatti, Ağustos sonunda bu albümün dört yeni şarkı ve canlı performans kayıtlarıyla zenginleştirilmiş bir versiyonunu yayınladı. Albümdeki yeni şarkılar akıllara genellikle, France Gall ya da Véronique Sanson’un seslendirdiği Michel Berger parçalarını getiriyor.
Synth pop ve new wave gibi tarzların dünya müzik piyasasını salladığı 1982 yılında, Nicola Sirkis ve Dominique Nicolas tarafından kurulan Indochine, aynı yıl piyasaya sürdüğü L’Aventurier adlı parçayla büyük yankı uyandırmıştı. Seksenlerin ikinci yarısında ünü uluslararası bir boyuta ulaşan grup, 1994’te kurucularından Dominique Nicolas’nın ekipten ayrılması sonucu irtifa kaybetmeye başlasa da 2000’lerde yeniden ayağa kalktı ve gerek yayınladığı albümler gerekse tıklım tıklım doldurduğu konser salonlarıyla giderek kült statüsüne ulaştı. En son bundan yedi yıl önce, "13" adlı albümle Fransa, Belçika ve İsviçre listelerinde bir numaraya kadar yükselen Indochine’in yeni stüdyo albümü "Babel Babel" ise, 7 Eylül’de aldı müzik marketlerdeki yerini. On yedi şarkıdan oluşan bu double albümdeki hemen hemen tüm besteler Nicola Sirkis ve gruba 2000’lerde katılan Olivier Gérard’ın imzasını taşıyor.
Biraz da önümüzdeki günlerde yayınlanacak albümlere göz atarsak: 27 Eylül’de, Fransız pop müziğinin kraliçesi Mylène Farmer’ın yeni canlı performans albümü "Nevermore" çıktı piyasaya. Yine aynı gün ülkemizi de sık sık ziyaret edip konserler veren Dany Brillant, yeni albümü "Seventies" ile ziyaret etti müzik marketleri. Ekim ayına ise synth pop grubu La Femme’in 4 Ekim’de piyasaya çıkacak olan İngilizce sözlü şarkılardan oluşan ilk albümü "Rock machine" ile giriş yapacağız. Fransız pop müziğinin önde gelen isimlerinden Marc Lavoine 18 Ekim’de, Calogero ise 25 Ekim’de yayınlanacak yeni albümleriyle renklendirecek sonbahar aylarını. Yine 25 Ekim’de bu yıl seksen beşinci yaş günün kutlayan Fransız şansonun çılgın kadını Brigitte Fontaine, yeni albümü "Pick up" ile müzikseverlerde buluşacak. Kasım ayı boyunca da Eddy Mitchell, Philippe Katerine, Clara Luciani, Julien Doré ve Chimène Badi gibi isimlerin yeni albümlerini dinleme fırsatını bulacağız.
Tekrar Eylül ayında piyasaya çıkan albümlere dönersek, Fransız elektro-pop müziğinin genç yeteneklerinden Malik Djoudi, dördüncü stüdyo albümü "Vivant"ı 13 Eylül’de yayınladı. Bir değişim, dönüşüm ve yeniden doğuş albümü olarak nitelendiriliyor 1991 doğumlu sanatçının bu çalışması. Télérama dergisi müzik eleştirmeni Odile de Plas, sonbaharın en iddialı albümlerinden biri demiş "Vivant" hakkında. Libération gazetesinden Olivier Lamm ise Malik Djoudi’nin sıra dışı sesine vurgu yapmış ve: “Bazen yitip giden, yaşı olmayan bir ses bu. On sekiz yaşında birine mi yoksa kırklarındaki birine mi ait olduğunu bilemiyorsunuz ve ben bunu çok güzel buluyorum” ifadelerini kullanmış.
Yetmişlerin ikinci yarısına damga vuran Téléphone grubunun solisti Jean-Louis Aubert, topluluğun 1986’da dağılmasının ardından kariyerine solo olarak devam etmiş, sanatçının o günden bu yana çıkardığı hemen her albüm büyük ses getirmişti. En son pandeminden hemen önce, 2019 Kasımında, "Refuge" adlı albümü yayınlamıştı Aubert ve dönemin olağan dışı şartlarına karşın 250 bin gibi iddialı bir satış rakamına ulaşmıştı. Jean-Louis Aubert’in yeni albümü "Pafini" ise 20 Eylül’de aldı müzik marketlerdeki yerini. Yakın zamanda hem yetmişinci yaş gününü hem de kariyerinin ellinci yılını kutlamaya hazırlanan sanatçı, albüme Pafini yani Bitmedi ismini vererek mücadele etme arzusuna vurgu yapıyor ve ilerleyen günlerde yayınlanacak yeni albümlere kapı açıyor. Albümde farklı jenerasyonlardan müzisyenlerle çalışmış Aubert. Bunların arasında elli dört yaşındaki yapımcı Renaud Letang, daha önce Michael Jackson, Prince ve Dr. Dre ile de çalışan seksen bir yaşındaki Amerikalı ses mühendisi Bernie Grundman ve yirmi altı yaşındaki beatmaker Eliott Sigg’in isimleri öne çıkıyor.
Fransa’nın Nantes kentinde dünyaya gelen Coline Rio, adını ilk kez Inuit grubunun vokalisti olarak duyurmuş, pandeminin ardından da kariyerine tek başına devam etme kararı almış. Doğa, aşk, korku ve endişe gibi temaları işlediği şarkılarını, dinleyenlerle gerçekleştirdiği bir diyalog olarak tanımlıyor genç kadın. 2022’de yayınladığı beş şarkıdan oluşan EP’sinin iki milyonu aşan bir dinlenme sayısına ulaşmasının ardından 2023 Martında ilk stüdyo albümünü yayınlamıştı Rio. Sanatçının yedi şarkıdan oluşan yeni EP’si ise Ağustos’un son günlerinde aldı müzik marketlerdeki yerini. Bu çalışmasında Albin de la Simone, Voyou ve Dany Coutard gibi meslektaşlarıyla yaptığı düetlere yer vermiş sanatçı. Ataerkil toplum düzenini eleştirdiği Homme adlı parçayı ise Barbara Pravi, Camille, Nash, Emily Loizeau, Clou ve Laura Cahen gibi isimlerle birlikte seslendirmiş. Şarkıda erkeklere sesleniyor tüm bu kadın sanatçılar ve: “Neden dünya sana ait, beni incittin adam, zulmettin bana asırlardır sadece karşı cinstenim diye, kelepçeledin beni pek çokları gibi. Neden dünya sana ait, bak tuzağa düştün adam, aynı düşüncenin emriyle… Aç şimdi kollarını, bak buradayım ben, kız kardeşin, annen, arkadaşın, müttefikin” diyorlar.
Vokal, gitar ve klavyede Anna Jean, bateride Swanny Elzingre ve farklı enstrümanlar ile yapımda Samy Osta’nın bir araya gelmesiyle 2013’te Paris’te kurulan indie pop ve yé-yé grubu Juniore, ilk albümünü 2017’de piyasaya sürmüş ertesi yıl da Vincent Mariette’in Les fauves adlı filminin müziklerine katkıda bulunmuştu. Yé-yé akımının etkilerini taşıyan pop müzik yaptığı söylenebilir grubun. Akıllara Françoise Hardy’nin seslendirdiği şarkıları getiren melodilerin yanına, altmışların psikedelik surf-rock tınılarını ekliyorlar denmiş Les Oreilles Curieuses sitesinde grup hakkında, AllMusic ise indie pop olarak sınıflandırmış yaptıkları müziği. Bunların yanı sıra biraz da geleneksel Rus müziği ile surf rock’ı harmanlayan Messer Chups’ın tarzını anımsatıyor Juniore’un müzik stili.
Kariyerine Florian Delavega ile birlikte kurduğu Fréro Delavega grubuyla başlayan, 2018’den itibaren kariyerine solo olarak devam eden 1990 doğumlu Jérémy Frérot, o günden bu yana yayınladığı albümlerle önemli satış rakamlarına ulaşmış, bu başarıyı da hemen hemen tüm Fransa’yı dolaştığı turnelerle taçlandırmıştı. Geçtiğimiz iki yıl boyunca konserlerine ara veren ve zamanını hayatı ve tercihleri üzerine kafa yormaya ayıran sanatçı, bu dönemde kaleme aldığı şarkılardan oluşan yeni albümü "Gamin des sables"ı 13 Eylül’de yayınladı. Çocukluğunun geçtiği ve halen kendi çocuklarıyla birlikte yaşamını sürdürdüğü Atlas Okyanusu kıyısındaki Arcachon koyunda, güneş, deniz ve plajlardan aldığı ilhamla yazdığı şarkılardan oluşan bu albümde Laurent Lamarca, Romain Joutard ve rap müzisyeni Giorgio ile çalışmış Frérot. Albümde ayrıca yakın dostu Claudio Capéo ile gerçekleştirdiği bir düet de yer alıyor.
Şarkıcı / Yorumcu | Parça Adı | Albüm Adı | Süre |
---|---|---|---|
Emily Loizeau | La route de Vénus | La souterraine | 3:10 |
Barbara Pravi | Qui j'étais | La Pieva | 2:49 |
Thomas Dutronc | Il n'est jamais trop tard | Il n'est jamais trop tard | 3:15 |
Amir (feat. Mark Eliyahu) | Mal agir | C amir | 3:33 |
Arthur Teboul | La Rua Madureira | Piano voix | 3:28 |
Julie Zenatti | Nos jours heureux | (Re)faire danser les fleurs | 3:08 |
Indochine | Le chant des cygnes | Babel Babel | 5:40 |
Malik Djoudi | Vivant | Vivant | 3:03 |
Jean-Louis Aubert | Qui c'est? | Pafini | 3:30 |
Coline Rio & Barbara Pravi, Camille, Clou, Emily Loizeau, La Chica, Laura Cahen, Nach, Poppy Fusée & L (Raphaële Lannadère) | Homme | Ce qui nous lie | 3:48 |
Juniore | Monumental | Trois, deux, un | 3:12 |
Jérémy Frérot & Claudio Capéo | C'est comme ça | Gamin des sables | 2:32 |